2 Ekim 2013 Çarşamba

kısa öykü / aynı çatı altında

AYNI ÇATI ALTINDA 


Yemek yarışması… Türk, Kürt, Laz, Çerkes, Arap ve Boşnak altı kadın… Her birinin üzerinde aşçı önlüğü, ellerinde/önlerinde yemek tabaklarıyla beş kişilik jürinin karşısında beklemektedirler. Türk’ün yakasında “Nazlı” yazmakta,  tabakta “yaprak sarması”; Kürt’ün yakasında “Heval” yazmakta, tabakta “çiğ köfte”; Laz’ın yakasında “Şana” yazmakta, tabakta “hamsili pilav”; Çerkes’in yakasında “Nesren” yazmakta, tabakta “Çerkes tavuğu”;  Arap’ın yakasında “Aişe” yazmakta, tabakta “maklube”; Boşnak kadının yakasında “Amina” yazmakta, tabakta “Boşnak böreği”…

Kadınlar jürinin cevabını beklerler heyecanlı. Jüri kararsız görünür. Birbirleriyle konuşurlar. Kadınlar fark ettirmeden birbirlerinin yemeklerine bakarlar. Görüntüye duvardaki büyük saat gelir. Saatten geçen görüntü bir mutfakta aceleyle yemek pişiren kadınları gösterir. Biri kuru meyveleri doğrar, biri fındık ceviz hazırlar, biri nar ayıklar, biri çok büyük bir cam kasenin içine aşureyi döker. Hepsi aşurenin tepesinde toplaşırlar, birbirlerine bakıp gülerler. Aşure gelir görüntüye; bir el meyveleri atar üstüne, bir el fındıkları, bir el narları serpiştirir güzelce.

Aşureden geçen görüntü tekrar jürinin karşısında bekleyen kadınlara gelir. Jüri üyelerinin önlerinde aşure kaseleri, kadınların önünde büyük aşure kasesi… İlk jüri 10 puan yazan kartı kaldırır, ardından diğeri beğendiğini belli ederek kaldırır 10 puanı ve sırayla diğerleri. Kadınlar sevinirler, hepsi ellerindeki kaşıkları önlerindeki büyük aşure kasesine daldırır. Görüntü donar.
Yazı belirir: Tek ve farklıydık AMA … Birlikte kazandık.



"oyun bozan" 

22 Eylül 2013 Pazar

Film Tavsiyesi : Korku ve Gerilim Türünde

Bir kupa dolusu çayım ve misket limon aromalı gofretim ile yine karşınızdayım .Bu sefer ki postum da Asya ülkesine ait  korku ve gerilim türündeki  filmler .Sakın  yanlış anlamayın akşama kadar film izleyen biri değilim .Hani keşke öyle bir durum olsa inanın hiç de itiraz etmezdim:) Film izlemek benim için bir terapi gibi ,kısa bir sürede olsa her şeyi unutuyorum .Ve unutmak o kadar iyi geliyor ki ...

Bloggerim yeni olduğundan ve birde okulların açılması ile yoğun bir döneme gireceğim için paylaşımlarımı sıklaştırmaya çalışıyorum .Zaten bir süre sonra yazma hevesim kaybolacak ama sadece bir süre -sanıyorum o aralar derslerden  dolayı kafamı kaldıramayacağım içindir ya da bunun gibi bir sürü sebepler .

Gelelim filmlerimize :)

İlk olarak çok fazla aşina olmadığım Tayland yapımı bir filmden  bahsetmek istiyorum .

Gerilim ve korku türünde ki bu ilk filmimizin adı sadece bir  tarihten ibaret . "9-9-81" .2012 yılında gösterime giren  filmin süresi ; 92 dakika .


Korku filmi izlerken olaylar  genellikle ilk dakikalarında normal bir seyirde devam eder ve biz bu süreç içerinden "acaba şimdi ne olacak, kim canavara dönüşecek ,kim yaşayacak ,kim ölecek " senaryolarını kafamızda çoktan canlandırırız .Ve sonuçta istediğimiz tek bir şey vardır kahramanın hayatta kalması .
Bu filmde ise bir kahramanın kim olduğunu anlamak çok zor hatta kim baş rolde kim yan rolde bilemiyorsunuz .Tüm oyuncularına aynı statü verilmiş gibi .
Film ilk başlarda pek bir tat vermiyor hatta sıkılıp kapatmak isteyebilirsiniz ama biraz sabırlı olursanız olayların nasıl bir anda farklı bir boyuta taşındığına şahit olursunuz .
Filmin kısaca konusu ise : Genç kız evlenmek istediği adamın bir gece trafik kazasında öldüğünü öğrenince  aynı gün yaşamına son verir. Adam hayattadır .Genç kızdan kurtulabilmek için onun en yakın arkadaşı ile  sahte bir ölüm haberi planlar .Genç kızın ruhu tüm bunlara sebep olanlardan intikam almak ister .
.....................
Son pişmanlığın fayda etmediğini hepimiz biliriz ,ne olursa olsun bir insan hayatı ile oynamak ve sorumsuzca yapılan şakalar,oyunlar telafisi olmayacak bir çok hatanın doğmasına sebep olur.İnsan onuru  asla değersiz değildir 

********

İkinci filmimiz ise ; Ev alma komşu al atasözüne kıymet biçiyor sanki :))

Geçen yaz vizyona giren The Neighbors ,Güney Kore yapımı 110 dakikalık gerilim türünde bir film.Belki bir çok kez yazmışımdır Güney Korelilerin hayal güçlerinin ne kadar derin oldukları ,her türlü filmi gerçekten başarıyla çevirip oynayabiliyorlar .



Filmin konusuna gelince : Üvey annesi ve babası ile yaşayan küçük kız bir gün akşam vakti   okul dönüşü şiddetli bir yağmura tutulur.Uzaktan onu izleyen komşusu küçük kızı ikna ederek evine götürür.Seri katil olan bu komşu ,küçük kızın bir  alt katında yaşamaktadır.Binanın içine girdiklerinde kızı evine davet eder ve sonrasında küçük kızı öldürür .Site sakinleri bu olaydan sonra tedirginlik yaşar ve zamanla bir çok kişinin hayatında önemli değişikler yaşanır .
Film ayrıca Kang POOL'un Kore'de Weptoon denilen web tabanlı çizgi roman serisinden uyarlanmış .Kang POOL hakkında daha fazla bilgi edinmek için tıklayın :http://en.wikipedia.org/wiki/Kang_Full


************

Üçüncü filmimiz yine Kore yapımı korku filmi ; "Don’t Click"    

http://i.imgur.com/xhiZF.jpg



Filmin konusu : Yasak bir site internet tutkunlar için hızla bir merak konusu olmaya başlar .Bu merak bir süre sonra korkunç bir yaşamın başlangıcı olacaktır .Film başta sona kadar sizi içine çekebiliyor .Yalnız ne zaman duracaklarını ne zaman biteceğini asla kestiremiyorsunuz . Hatta bir ara şöyle diyorsunuz "yeter artık  bitsin " ben demiştim çünkü :)


************

Dördüncü filmimiz ise - işte bu gerçekten korkulacak kadar vardı hele o elinde ki satırla küçük kızları kovalayan psikopat kadın yok mu , resmen dona kaldım ,korkumdan lambayı söndüremedim :))

The Sleepless  2012 Güney Kore yapımı gerilim ve korku filmi .

Filmin Konusu 

Two Moons” kendilerini hiçbir çıkış yolunun bulunmadığı ıssız bir yerde bulan iki kadın ve bir adamın
hikayesi anlatılmaktadır..
So-Hee (Park Han-Byul) sırrı olan bir korku öyküsü yazarıdır. Seok-Ho (Kim Ji-Seok) nedeni belli olmayan travmadan muzdarip bir üniversite öğrencisidir. Bu travmanın ne olduğunu ortaya çıkarmaya çalışırmaktadır…

Hayatları sona ermesine rağmen bu dünyaya sıkışıp kalmış ruhlarla ilgili bir film olan “2 Ay” senaryosu ilginç ve izleyini kendine bağlamayı başaran, izlemeye değer güzel bir film ( http://www.asyafilm.com/the-sleepless-2012-turkce-altyazili-izle.html )




iyi seyirler 


"oyun bozan "

devam edecek 

Film Tavsiyesi : Barfi " Aşkın Dile İhtiyacı Yoktur"

Şu sıkıcı pazar gününde beni bekleyen bir sürü işin içinden  firar edip bir kaç hafta önce izlediğim ve beğendiğim filmi yazmak istiyorum alelacele. Bir not tutma alışkanlığım olmadığı için bu yarım aklımdan bir şeyler hatırlamasını istemek çok zor.Bu yüzden şimdi aklıma gelmişken  hemen yazmak istiyorum.

Hint filmlerini sever misiniz bilmem ?  ben pek sevemesem de ,dansları ,müzikleri ,yerel kıyafetleri ve sempatik tavırlarıyla  ile bir çoğumuzun sevgisini kazandığına eminim .Özellikle Aamir Khan'ı filmlerini  bilmeyen yoktur.Ülkesinde fenomen olmuş bu yönetmen ,senarist ve oyuncunun filmleri öyle unutulacak sıradan  eserler değil ,insanın bünyesinden uzun süre etki bırakacak anlam yüklü filmler .Daha önce Aamir Khan'nın  hiçbir  filmi hakkında yazı yazmadım, şimdi de yazmayacağım .Bu film de Aamir Khan'a ait olmasa da fazlasıyla söz edilmeyi hak ediyor bence .

Gelelim filmimize :)


Barfi , 2013 Mayıs ayında gösterime giren 151 dakikalık romantik, aşk ve dram filmi .Yönetmenliğini Anarug Basu'nun yaptığı bu filmin kısaca konusu
Barfi , işitme ve konuşma engelli genç bir delikanlıdır.Sempatik tavırları ,sıcacık gülümseyişi ,samimi bakışları ,yardımseverliği sayesinde yaşadığı kasabada sevilen  bir insan haline gelmiştir. Her gün bisikletine binerek , kasabayı altına üstüne getirir .Bir gün tren istasyonunda güzeller güzeli Shruti ile karşılaşır .Daha ilk görüşte Barfi bu güzele aşık olur .Shurite Barfi'nin  samimi ve saf aşkına değer verse de ailesi tutucu davranışları ve sürekli bocalaması yüzünden Barfi'ye olan hislerinden nasıl bir yol izleyeceğine bir türlü karar veremez Barfi'nin bu karşılıksız aşkı bir süre sonra otistik engelli Jhilmil 'i tanıması ile son bulur Olaylar daha sonra  bu üçlü arasında gelişerek devam eder.

Barfi: Aşkın Dile İhtiyacı Yoktur

Jhilmil ve Barfi çok şekerler ya :) Bu sevimli ikilinin ,öyle muzip öyle doğal hareketleri var ki  aynı kareleri daha sık görmek için  filmi  geriye sarıp  izlemek istiyor insan ...

Barfi: Aşkın Dile İhtiyacı Yoktur

ve güzeller güzeli " Shurite" 

Ve kısa bir hatırlatma : Türk yapımı" Başka Dilde Aşk" filmini izlediyseniz bu film size hiç de yabancı gelmeyecek ve aşkın dile ihtiyacı olmadığını yeniden şahit olacaksınız. 


iyi seyirler 


"oyun bozan "


16 Eylül 2013 Pazartesi

Film Tavsiyesi : " Miracle in Cell No. 7 "




Komedi tarzında film arayıp ortaya daha çok dram çıkınca benim gibi dumur olan var mı acaba :)
Afişine aldanarak ,büyük bir keyifle filmin başına oturdum .Hani işte insanın bazen  kötü günlerine inat , gülmek ,mutlu olmak istiyor , sizi saran, sizi neşelendiren, her zaman yanınızda olan bir dostunuz yoksa ; Güney Kore filmleri de bu açıdan birer kurtarıcı gibi . 

Tamam sonuçta yine gülemedim ama inanın ağladığıma değdi .En azından bana  ,bazen kaybettiğim ya da unuttuğum değerleri yeniden hatırlattı . İnanmak gibi , sevmek gibi , vefa gibi ...

Filmin konusu ise kısaca yazayım : Küçük kızıyla mutlu yaşayan zeka özürlü bir babanın yanlışlıkla bir suça karışması sonucu hapishanede geçen drama türünde bir film .


oyuncuları ise : 
Ryu Seung-Ryong – Yong Goo
Jung Jin-Young – Warden
Oh Dal-Su – Prisoner
Park Won-Sang – Prisoner
Jeong Man-Sik – Prisoner
Kim Jung-Tae – Prisoner
Kal So-Won – Çocuk Ye-Seung (Yong-Goo’nun Kızı)
Park Shin-Hye – Genç Ye-Seung (Yong-Goo’nun Kızı)

Şunu kesinlikle belirteyim filmi izlemekten asla pişman olmayacaksınız ve unutmadan yanınızda kağıt havlu ya da bir kutu mendil bulundurun .

iyi seyirler 


"oyun bozan"






Dizi Tavsiyesi : "Secret Garden "

Akşam, aşırı yorgunluktan dolayı erkenden yatmışım ,malum okullar açıldı ve bu yüzden günüm çok yoğundu.Uyandıktan sonra tekrar uyuyamamak gibi bir sıkıntı var bende - bu saatten sonra ne yapayım diye düşünürken önce kendime bir çay koyup , kalan yorgunluğumu üzerimden iyice attıktan  daha önce severek  izlediğim Güney Kore dizini yazmaya karar verdim :) 


Secret Garden / Gizli Bahçe / 2010 / Güney Kore /


Üllkesinde efsane olmuş Secret Garden  dizisini izlemeyen Kore hayranı yoktur sanırım .Film 2010 yılında çekilmiş ,sanırım bende diziyi geçen yaz izlemiştim .Biraz geç oldu biliyorum , o sıralar daha ismi çok duyulan  ABD ve Avrupa yapımı dizileri izlemekten pek fırsat bulup bakamadım .O taraftan sıkılınca aslında sıkılmak demeyim de sezon finallerinden sonra yeni sezona kadar ,Güney  Kore dizileri benim için bir kurtarıcı gibi oldu .Bir zaman sonra alışınca da bu sefer diğer diziler rafa kalkıyor .Çoğu zaman neye karar vereceğimi bende kestiremiyorum ,ne çok ben var içimde ,hepsinin de zevki farklı :)


Bu ikiliye hayran olduğumu öncelikle belirtmek istiyorum .Ha JI Won Güney Kore'nin en beğendiğim artistlerinden , benim için güzel değil de çekici bir kadın -zaten çekicilik güzellikten her zaman bir adım öndedir.Ha Jı Won'un sinemada da çok başarılı buluyorum .Bir kaç filmini izlemiştim sanırım ; Phone ve As One tavsiye edeceğim iki mükemmel filmi .




Hyeon Bin ,dizide en çok güldüğüm oyunculardan  bir tanesi . komedi alanında çok başarılı bence en beğendiğim filmi : 

 A Millionaire's First Love

[Resim: photo12901.jpg]


Dizinin konusuna gelince :

Geçimini dublörlük ile kazanan Gi Ra -İm bir yanlış anlama sonucu  bir gün Kim Joo Won tanışır .Zengin bir iş adamı olan  Kim JOO won ,Gi Ra-İm ile tanıştıktan sonra hayatında önemli değişikler olur .İkili arasında geçen bu romantik komedi tarzındaki diziyi  izlemek isteyenler http://yeppudaa.com/showthread.php?t=22049 tıklayın :)

dizinin diğer oyuncuları :

***
Yoon Sang Hyun / 윤상현 - Oscar ( Joo Won'un kuzeni )




***
Kim Sa Rang ( 김사랑 ) - Yoon Seul 


***
Yönetmen: Sin Wu-Cheol / 신우철
Senarist:Kim Eun Sook / 김은숙




iyi seyirler

"oyun bozan "

15 Eylül 2013 Pazar

Dizi Tavsiyesi : " Hello My Teacher "

Hello My Teacher / 2005 / Güney Kore /


Bu yaz benim için pek güzel geçmese de kitaplar ,diziler ,filmler ,müzikler sayesinde biraz da olsa günüme keyif katmaya çalıştım .Biliyorsunuz bugün okullar açılıyor ,yoğun ve yorucu bir dönem giriyoruz eskisi kadar olmasa da yine boş vakitlerimde zevk aldığım hobilerimden  faydalanmaya çalışacağım :)
 gelelim dizimize :)

2005 yılı Güney Kore yapımı ,romatik komedi ve dram türünde ki Hello My Teacher dizisini bir kaç gün önce izlemiştim .Ne izlesem diye nette arama yaparken Yeppuda.Com'da bu dizi dikkatimi çekti .Size bir itirafta bulunayım dizi seçmek film seçmekten daha zor -bu yüzden genellikle yorumlara bakıyorum ,gerçi sorun şu ki Kore dizilerinde olumsuz bir yorumla karşılaşma ihtimaliniz çok zor .Adamlar ne çevirse beğeniliyor .Bazen sırf bu yüzden yoruma bakıp dizi yada film izleyip, pişman olmuşluğum çoktur .Her seferinde yorumlara aldanmayıp izleyeyim  yada geçeyim diyorum ,bir türlü olmuyor .Bu konuda bir şeyler yapmam şart :)

Dizinin konusu gelince : 
Na Bo Ri ( Gong Hyo Jin ) lise yıllarında okulda sorunlu bir öğrencidir , mezun olduktan 6 yıl sonra Na Bo Ri 'nin tek bir isteği vardır : "mezun olduğu okulda öğretmen olmak ".Bunun için sıkı bir çalışmaya girer .Okulda öğretmenlik alımı için yapılan mülakatta eski öğretmeni Na Bo Rİ 'nin sorunlu bir öğrenci olduğunu ve öğretmenliğine layık olmadığını söyler .Bir yandan okul müdiresinin üvey evladı Park Tae İn (Gong Yoo in ) ailesine ve öğretmenlerine bir çok problem çıkarmaktadır .Na Bo Ri'nin lise yıllarında aşık olduğu sanat öğretmeni Park Tae İn eğitilmesi için Na Bo Ri öğretmen olmasını ister ve  okul müdiresi olan ablasını ikna eder .Olayların Na Bo Ri'nin öğretmen olmasından sonra gelişmeye başlar .


Diziyi buradan izleyebilirsiniz :http://yeppudaa.com/showthread.php?t=25107




iyi seyirler 




"oyun bozan "







Dizi Önerisi : "Personel Taste"

Personal Taste / Kaeinui Chwihyang / 2010 / Güney Kore /



Harika ,inanılmaz keyifli bir dizi .Daha playere basar basmaz yüzünüzde kocaman bir gülümseme beliriyor .Muziplikleri ,şakaları  mimikleri ,diyogları bu kadar candan ve samimi olamaz .Rol yaptıklarına inanmak çok zor ,tamamen doğaçlama olarak düşünebilirsiniz -kim bilir belki de öyledir .

16 bölümlük Romantik Komedi türündeki bu sevimli dizi Güney Kore yapımı ,ilk olarak 2010 yılında yayınlanmış ,ben  diziyi bağımlısı olduğum  Yeppudaa.Com'dan  izledim .Bir de diziyi bir kere izlemeye başlayınca diğer bölümlerini o kadar çok merak ediyorsunuz ki benim gibi dayanamayıp 2 günde izleyebilirsiniz :)ama bu kadar erken bitirmenizi önermem  çünkü diziye doyamayacaksınız sonra özlersiniz 

benden demesi :)

Dizide Park Kae İn (Lee Min Ho ) karekterini çok sevdim ve bir de suratına bakmaya doyamadığım yakışıklı aktör Jeon Jin Ho'yi  (son yeh jin ) .

Dizinin konusu ise ; 
Park Kae İn , karşısındaki insanlara sorgusuz sualsiz  inanan ve sırf bu yüzden sevdikleri tarafından  sürekli hayal kırıklığına uğruyan , saf ,iyi niyetli bir mobilya tasarımcısıdır .İş hayatında ki başarısız deneyimleri yüzünden yüklü bir borç altına girmiştir .Bu yüzden yaşadığı evin bir odasını kiraya verir .Odayı kiralamak isteyen mimar Jeon Jin Ho ,gay rolü yaparak -aslında tamamen bir yanlış anlaşılmadan dolayı -Park Kae İn'in evine yerleşir .Ve bundan sonra olaylar gelişmeye başlar .

Dizinin en sevdiğim özellikleri ,bitimine yakın Park Kae İn'in günlük hava raporları oldu ve birde müziği .:)

İzlemekten asla ve asla pişman olmayacaksınız 

eğer merak ettiyseniz burayı tıklayın :  http://yeppudaa.com/showthread.php?t=7509


iyi seyirler

"oyun bozan "